Hollanda’da daha önceki seçimlerde, sadece İslam ülkelerinden göçü durdurmayı, camileri kapatmayı ve Kuran’ı yasaklamayı” içeren tek sayfalık bir program ile seçmenin karşısına çıkan aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, 22 Kasım seçimleri için 46 sayfalık kapsamlı bir vaat listesi hazırladı.
“İslamlaşma ile mücadele ve sığınmacı akınına son verme” hedefi bu seçim programında da yer aldı. Ancak aşırı sağcı lider, ağırlıklı olarak son yıllarda ekonomik sıkıntıları daha fazla hisseden seçmene, “Eski Hollanda’yı geri verme” vaadi üzerinde durdu.
Ancak Wilders’in seçim programında öne çıkan bazı konuların, olası koalisyon ortağı partiler ile ciddi görüş ayrılıkları içeriyor.
Koalisyon pazarlıklarında gündeme gelmesi beklenen temel konularda, Wilders ve hükümet kurmak istediği 2 büyük şağcı partinin yaklaşımını inceledik.
Ukrayna’ya yardım
Wilders’in, koalisyon çağrısı yaptığı Dilan Yeşilgöz liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi ve Pieter Omtzigt’in Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) ile AB ile ilişkililer, Ukrayna’ya yardım ve iklim değişikliği gibi temel konularda, ciddi görüş farklılıkları bulunuyor.
Dilan Yeşilgöz’ün Güvenlik ve Adalet Bakanı olduğu hükümet, Ukrayna’ya koşulsuz desteği savunurken, Wilders aksi görüşte.
Wilders’in kaleme aldığı PVV’nin seçim bildirgesinde, “Hollanda bütçesinden milyarlarca euro, başkasının savaşını gidiyor. Milyarlarcası Afrika’ya, milyarlarcası Brüksel’e, milyarlarcası saçma iklim ve nitrojen politikalarına, milyarlarcası kitlesel göçe gidiyor.” deniliyor.
Hükümetin, yoksullaşmayı önlemek için bütçeden 1,8 milyar euro ayırmasına rağmen, Ukrayna’ya 7 milyara euroya yaklaşan bir yardım hedefi koymasını sert bir dille eleştiren Wilders, bütçedeki paranın Hollanda halkının refahı için kullanılmasını savunuyor.
İklim değişikliği tutumu
Wilders, olası koalisyon ortağı VVD lideri Yeşilgöz ile iklim değişikliği konusunda da çelişiyor.
VVD, Avrupa Birliği iklim politikalarına uygun hedefler belirlerken, Wilders, iklim değişikliğini temel sorun olarak görmüyor.
Wilders’ın seçim bildirgesinde, BM İklim Anlaşması’ndan çekilme vaadi yer alıyor.
Wilders’in lideri olduğu PVV, “iklimin yüzyıllardır sürekli olarak değiştiğini ve insanlığın değişen koşullara uyum sağladığını” öne sürerek, kömür ve gaz santrallerini açık tutmayı, yeni nükleer enerji santralleri inşa etmeyi, İklim Yasası’nı iptal etmeyi hedefliyor.
Diğer olası hükümet ortağı NSC, VVD gibi iklim değişikliği konusundaki kaygıları paylaşıyor ancak Hollandalı çiftçilerin yoğun tepkisini çeken hükümetin Azot Planı konusunda Omtzigt’in partisi de Wilders ile benzer görüşü paylaşıyor.
Wilders ve Omtzigt, olası ortakları Yeşilgöz’ün savunduğu planın tamamen kaldırılmasını istiyor.
Yeşilgöz ise azot salımının kutuplaşma olmadan “mümkün olduğu kadar çabuk” azaltılmasını istiyor. VVD, azot salımı hedefine 2025 yılında ulaşılmayı hedefliyor.
AB ile ilişkiler
Koalisyon pazarlıklarında Wilders’in başını ağrıtacak bir başka önemli konu da, AB ile ilişkiler.
Yıllardır “Nexit” yani Hollanda’nın AB’den ayrılması ve kendi ulusal para birimine dönmesini savunan Wilders’in aksine, olası koalisyon ortakları Yeşilgöz ve Omtzigt, Brüksel ile iyi ilişkiler vadediyor.
Wilders, resmi dairelerden AB bayraklarını kaldırmayı ve Hollanda bütçesinden Brüksel’e daha az para göndermek istiyor.
Wilders’in “İslamlaşmayı önleme” vaadi de, diğer 2 parti tarafından şiddetle reddediliyor. Olası hükümet ortakları, Kuran’ın yasaklanması, camilerin ve İslam okullarının yasaklanması önerisini, “Anayasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle sert dille eleştiriyor.
Seçim programında yer almasına rağmen Wilders’in İslamlaşma mücadelenin öncelik olmadığını açıklaması ve Anayasaya aykırı adımlardan kaçınacağı mesajı, bu konunun hükümet pazarlıklarında sorun yaratmayacağı yönünde bir izlemim veriyor.
Sığınmacı ve göç sorunu
Wilders’in temel hedeflerinden biri olan sığınma ve göç konusunda da, olası ortaklarla arasında birçok konuda görüş benzerliği bulunuyor.
Wilders, sığınmacı akının tamamen durdurulmasını Yeşilgöz ve Omtzigt ise, sınırlandırılmasını istiyor.
Yeşilgöz, sığınmacılara kalıcı oturma izni verilmemesi ve aile birleşiminin zorlaştırılmasından yana.
Omtzigt ise, Hollanda’ya gelen sığınmacı, öğrenci ve çalışan sayısının 50 bini geçmemesi gerektiğini savunuyor.
Koalisyon pazarlıkları sırasında, her 3 partinin de temel sorun olarak gördüğü sığınma ve göç konusunda keskin görüş ayrılıklarının çıkması beklenmiyor.
Toplumsal refahının arttırılması ve güvenlik
Wilders ve Omtzigt, dar gelirlilerin üzerindeki ekonomik yükün azaltılması, vergilerin düşürülmesi, asgari ücretin arttırılması, sağlık sigortası giderlerinin azaltılması ve daha kaliteli bir sağlık ve bakım hizmeti verilmesini vadediyor.
Bu konuların bütçe üzerinde yaratacağı yük nedeniyle, pazarlıkları sırasında “işveren partisi” olarak bilinen Yeşilgöz’ün VVD’sinin nasıl bir turum izleyeceği merak ediliyor.
Wilders’in, kademeli olarak 70’e yükseltilen emeklilik yaşının yeniden 65’e indirilmesi vaadi konusunda da, emeklilik yaşını arttıran düzenlemenin sahibi VVD’nin ne tepki vereceği merak konusu.
Konut ve işsizlik sorununun çözümü konusunda da, her 3 parti benzer bir kararlılık sergiliyor.
Wilders ve Yeşilgöz, güvenlik konusunda benzer görüşe sahip. Aşırı sağcı lider 10 bin yeni polis istihdam edilmesi, polisin yeniden sokaklara dönmesi ve suçun kontrol altına alınmasını istiyor.
Yeşilgöz de, güvenlik ve suçla mücadeleyi öncelik olarak görüyor.
Omtzigt ise, güvenlik konusunda insan haklarını önde tutan bir anlayışa sahip. NSC lideri, insan haklarının Anayasaya göre test edilebileceği bir Anayasa Mahkemesi kurmak istiyor.
Hükümet denetimi yasası ve bölgesel bir seçim sistemi gibi yeni yasal düzenlemeler öneren NSC, ihbarcıların da daha iyi korunmasını amaçlıyor.
Seçime katılan siyasi parti liderleri Cuma günü sonuçları değerlendirmek ve olası koalisyon senaryolarını görüşmek üzere bir araya gelecek.
Seçimlerin galibi Wilders, Kral Willem – Alexander’dan hükümeti kurma görevini almasının ardından, koalisyon çağrısı yaptığı VVD ve NSC ile görüşmesi için bir arabulucu atayacak.